30 Nisan 2014 Çarşamba

PRATİK BİLGİLER 1

                  Selam canlarım yoğun bir haftanın tamda ortasından sizlere selam atıyorum bugün, stresli ve sıkıntılı zamanları bizlere unutturacak özel zamanların ilk adımını attık bu hafta tüm güzellikleriyle, bolluğu, bereketi ile geldi nisanın ayının gidişi mayıs ayının gelişi ile İslam alemi için kutsal aylardan olan üç ayların başlangıcı recep ayının ilk günü yaşadık. Ben bu özel ayları atlamak istemedim yarın regaip kandili umarım herkes için hayırlı gelir kutsal aylarımız kalbinden güzellik geçirenlerin tüm müslümanlar'ın dualarını rabbim kabul eder.

Bu güzel ayların gelmesiyle birlikte yemek heyecanı da yavaş yavaş sarmaya başlayacak etrafımızı özel yemeklere verilen önemde giderek artacak evlerde telaşlı hazırlıklar yapılacak tabi hal böyle olunca benimde boş durmaya pek niyetim yoktu sizlere işinize yarayacak güzel bilgileri araştırıp okuyup paylaşmak istiyorum.

Yeni evlenen, yemek yapmaya yeni başlayan, bu işin ustası olup da bilip de unutanlara yardımcı olacak hepimiz için zaman kazandıracak işimizi kolaylaştıracak pratik bilgileri topladım bunların bir bölümünü şimdi paylaşmak istiyorum tabi bu okuduklarınızla sınırlı kalmayacak arkası gelecek. lafı yine pek bi uzattım ama sizinle sohbet etmeye bayılıyorum tamam tamam veee başlıyorum işte benim ev sevdiğim sebzelerden birisi olan patateslere ilk sözü vermek istiyorum nede olsa benim için özeller. 

patatesleri haşlarken içine 1 kaşık sirke koyulursa haşlanma sırasında dağılmasını önlemiş olursunuz.

balıkların daha beyaz pişmesini istiyorsanız kaynama sırasında içine limon sıkınız.

balık kokan tavalarınızı limon kabuğu ile silerseniz kokusu yok olur.

karnabahar haşlanırken suyuna biraz süt katarsanız hem kar beyazı olur hemde haşlama anında çıkan kötü kokusunu yok eder.


kaymağı taze saklamak için süt içindeki bir kapta muhafaza ediniz.

limonlar eğer kurumuşsa ve suyu çıkmayacak durumda ise kaynar suda 5 dk kaynatın.

ateşte eritilen tereyağının içine 1 kaşık zeytinyağı katarsanız yanmasını önlersiniz.

patlıcanları soyduktan sonra üzerine tuz serperseniz acı suyunu hemen salar.

bu gecelik benden bu kadar kendinize dikkat edin görüşmek üzere canlarımmmm...

27 Nisan 2014 Pazar

ALLAH DE ÖTESİNİ BIRAK

              Merhabalar nasılsınız diye soracağım ama buradan cevap almam çok zor biliyorum. Havaların ısınması ile birlikte umarım harika bir Pazar günü geçirmiş ve yeni bir haftaya başlamak için kendinizi mükemmel hissediyorsunuzdur. Benim Pazar günümde bir harikaydı güzel bir uyku çekmiştim, dinlenmiş olarak güne başladım, daha sonrada arkadaşlarıma birlikte sinema izlemenin tadına vardım ki izlediğim filmi sizinle sonra paylaşacağım hiç merak etmeyin.

               Pazar günlerini dört gözle beklememin en önemli sebeplerinden biri de beni en çok mutlu hissettiren sabah uyandığımda kahvemi ve kitabımı elime alıp yarım saat bile olsa beynimi dinlendirdiğim anlardır, bu sürede kendimi okuduğum kitaba odaklayıp ruhumu yaşadığım dış dünyadan soyutlarım benim için bu dakikalar çok özel çünkü haftanın yorgunluğunu attığım, yoğun iş yaşamından uzaklaştığım, günü durdurduğum dakikalardır, bugünde aynı keyif almışken sizinle bana bu anları yaşamamda eşlik eden kitaplarımdan bir tanesini paylaşmak istedim.  

 Kitabımı size anlatmadan önce sizinle biraz dertleşmek istiyorum, çevreme baktığım da kendimde fark ettiğim en iyi özelliklerden birisi kitap okumaktan aldığım zevk okurken sıkılmadan, sayfaların kokusunu içine çekerek okumak özel bir ayrıcalık benim için. İnsanlar online ortamda istenilen bilgiye kolayca ulaştıkları için kitapların pabuçunu dama attılar kimisi için kitap okumak zaman kaybı, kimsi içinde gereksiz kağıt israfı benim gibi eski alışkanlıklardan vazgeçmeyenler için kitap okumak bir tür dinlence bir tür keyif unsuru. Türkiye'de Yapılan araştırmalar sonucu 100  kişiden sadece 4.5 kişi kitap okuyor  bu oran çook çok düşük ve üzücü kitap okumak sakinleşmek demek, kitap okumak bambaşka alemlerde gezmek demek, kitap okumak empati yeteneğimizi geliştirmek demek bence ülkemizde ki insanların buna ihtiyacı var. bilinçli bir toplum olma yolunda umarım ilerde daha iyi sonuçlara ulaşırız.

                      Neyse asıl konumuza dönelim bu aralar zevkle okuduğum kitaplardan birisi Uğur KOŞAR'ın ALLAH DE ÖTESİNİ BIRAK kitabı itiraf etmeliyim ki kitap benim için biraz hafif kaldı öğretimi açısından, tevekkül açısından zaten bilgilerimin olmasının yanı sıra aklımdan uçup gidenleri hatırlatması bakımından çok faydasını gördüm, tevekkül etmenin insana sunduğu huzur ve iç rahatlığı bir kez daha anımsamama neden oldu yaşadığımız hayata öylesine kendimizi kaptırıyoruz ki bazen teknoloji'inin hızlı ilerlemesi, iş yaşamın getirdiği stresli anlar, beklentiler, kayıplar derken giderek Allah'a duyduğumuz güvenin azalması, kendimiz kaptırdığımız dünyada nereden gelip nereye gittiğimizi bu dünya ya asıl geliş sebeplerimi unutmamıza neden oluyor, işte tamda bu durumdayken Uğur KOŞAR’ın ALLAH DE ÖTESİNİ BIRAK kitabı devreye giriyor ve sizi gerçeklerle yüzleştiriyor, bu tarz kitaplar hem öğretimi açısından hemde ruhu tekrar tekrar dinginleştirmek, unutulanı hatırlatmak açısından siz farkında olmadan sık sık okunulası baş ucu kitapların'dan  biri olarak yerini almayı başarıyor, okumanızı şiddetle tavsiye ederim.


       


                kitap benim uzun zamandır araştırdığım Allah'ın(cc) isimleri ve faziletlerini öğrenmemde ön ayak oldu. Yaşadığım mucizelerse bana doğru yolda olduğumu gösterdi itikatımı ve tevekkelimi geliştirmek konusunda yolumu açtı inanın bana bu konuda attığınız adımlarda hiç aklınıza gelmeyecek mucizelerle karşılaşıyorsunuz yaşamınıza kattığı güzellikleri gördüğünüzde şimdiye kadar neden geç kalmışım bu kadar diye hayıflanıyorsunuz  kitap'dan minik bir alıntı yapıp dikkatiniz biraz daha çekmek istiyorum Uğur KOŞAR'ın bana öğretmiş olduğu bir dua ile sizlere paylaşmak istiyorum.





“ ya vecud , ya vedud, ya zel-arşi’l- mecid! Ya mubdiü ya müid! Ya fe’alün lima yürid! Es-elüke bi nuri vechikellezi melee erkane asşik, ve es-elüke bi kudretikelleti kaderte biha ala halkık, ve bi rahmetikelleti vesiat külle şey’in. La ilahe illa ente. Ya müğis,eğisni.”

Manası:

“Ey yüce dost, ey yüce arşın sahibi! Ey yoktan var eden, var ettiğini yok eden Rabb’im! Ey her istediğini yapan Allah’im! Arşın her yanını dolduran zatının nuru hürmetine, bütün mahlukata hükmettiğin kudretinin azametine, her şeyi kuşatan rahmetinin bereketine, senden istiyorum. Senden başka ilah yoktur. Ey çaresizlerin yardımına yetişen Allah’im bana yardım et.”

            Bu duayı uğur bey sizlere 3 kere okumanız tavsiye ediyor ve neden 3 kere okumamız gerektiğini güzel bir menkıbe ile açık ve yalın bir dille anlatmış tabi sadece bununla sınırlı değil çok güzel menkıbeler, hadisler, Allah(cc) isimlerinin anlamlar var kitap'da okuduğunuzda aklınızdan çıkaramayacağınız tümcelerde bulunuyor..
   
                Bu kitap size ne kazandıracak diye düşünürseniz yaşadığınız hayata bakış açınızın değişmesine, ruhunuzla bedeniniz arasındaki iç çekişme kısmen'den olsa son bulmasına, en azından nefsiniz için güzel bir başlangıç olacak. kendinizi var oluş sebep'ini sorguladığınız zamanlarda neden dünyadayım diye kendinize sorduğunuzda kitap size çok güzel cevaplar sunacak.. biraz önce dikkat ederseniz başlangıç dedim çünkü bu kitabı okuduktan sonra kendiniz daha fazla geliştirmek isteyeceksiniz eminim. Son olarak kitap'da beni en çok etkileyen ve aklınızdan çıkarmamanızı tavsiye edeceğim bir cümleyle sohbetimizi bitirmek istiyorum.


“ALLAH DE ÖTESİNİ BIRAK.! KUL RABB’İNİ İMTİHAN ETMEZ!...

14 Nisan 2014 Pazartesi

BAŞLARIM BÖYLE AŞKIN IZDIRAPINA…..


Diyet diyet  diyet…..

Bu lanet şey neden yapılır ki!

     Niye bu ismi vermişler ki başka bir şey bulamamışlar mı. ne kadarda itici insanın şevkini kırmak için özellikle kurgulanmış gibi sanki değil mi. kanmayın arkadaşlarım diyet denilince insanın daha çok yiyesi geliyor hiç canınız istemediği şeyleri bile canınız çeker oluyor. pskolojik olarak kendiniz halsiz ve yorgun hissediyorsunuz tabi bu arada nefsinizde boş durmuyor sizi öylesine zorluyor ki stres ve duygusal çöküntü hallerine giriyorsunuz diyetin insan  üstünde o kadar çok zararları var ki şimdi bu konuyu ayrıntısı ile anlatmayacağım.  

Ama demeden de geçemeyeceğim  Diyeti herkes yapar da kimisi akıllı olduğundan kimisi de deli olduğundan yapar. 53 kilo olup 1,78 boyundaysanız sağlığınızda yerindeyse sırf macera için diyet yapıyorsunuz demektir bu durumda bende size uyuz oluyorum itiraf edeyim! kardeşim zaten yiyorsun kilo almıyorsun bide diyet yapacağım diye ortalara düşüyorsun hayır olan var olmayan var dimi. aç gözlülüğün lüzumu yok....


    hıhhh!! İşte bu cümlenin ardından itiraf etmeliyim ki ben tamda bu durumda var olmayanlar grubuna giriyorum.

              Bebeklik resimlerine baktığımda  sevimli tombişmi tombiş bir bebek ilkokul, ortaokul, lise yıllarında da toplu bir genç kızdım yazık lise dönemlerim gereksiz ve sağlıksız diyetleri yapmakla, veremediğim kilolara üzülmekle geçti. gel zaman git zaman üniversiteydi,  iş'ti derken arada yine derdine düşsem de çabuk geçen kilo vereceğim krizleri sonrasında aman bende böyleyim seven beni böyle sevsin  modların da kendimi teselli ettim çünkü çok yorulmuş ve sıkılmıştım. tabi zaman hızla akıp gidiyor yerinde maalesef durmuyor farkettiğim de bide ne göreyim 30'uma merdiven dayadığım gerçeği duvar gibi önümde beni karşıladı. benim açımdan kabullenilmesi kolay olmayan bir serüveninde başlangıcı oldu kendime zoraki de olsa  itiraf ettim evet 30 yaşıma tam tamına 5 ay kalmıştı. J  


30 yaş insanın kendine doğru soruları sormaya başladığı, çok anı biriktirdiği ve daha da biriktirecek olmanın heyecanını yaşadığı, artık gençlik evresinden çıkıp olgunluğa emeklemeye başladığınız dönemdir. Bende de öyle oldu ve aklımda milyonlarca soru cevaplamamı beklemeye başladı . Bu sorulardan bir tanesini sizinle paylaşayım gerisi de sonra uygun zamanlarda sohbetimizle çözeriz. 

diyet yapmaktan bıkıp usandığım zamanlarda aman beni beğenenler böyle beğensin beğenmeyen küçük oğluna almasın espirileriyle kendini avuttuğum anlarda karanlık gölgelerin ardından gelen bir soru...

Beni beğenen her türlü beğensin de ben kendimi böyle beğeniyormuydum?

peki verdiğim cevap 

 HAYIRRRRRRRRRRR!!!

Madem ben kendimi böyle beğenmiyorum  öyleyse kolları sıvamanın vakti geldi de çattı bile hem ilerde kilo vermek zor olur birde hastalıklarda boy gösterirse iş içinden çıkılmaz bir hal alır, 1,68 boyunda ve 73 kilo olup da hiçbir bahanesi (sağlık, hamilelik) olmayan ben bir şişko olarak kendimi kabul ettim ve bir yerden başlamak lazım dedim.(iyide ettim.)



          İlk iş olarak mesleği biyolog olan  fizyoloji , biyokimya eğitimi almış kendini sağlıklı yaşam konusunda geliştirmiş hatta hayat felsefesi haline getirmiş olan dostumun kapısını çaldım. Ben diyet yapmak istemiyorum çünkü sağlığım bozuluyor ayrıca hiçte sempatik gelmiyor seninde bu konuda eğitimin ve hayallerin var el ele verip bu durumun üstesinden gelebiliriz. hem hayallerine zemin hazırlamakta bana düşerdi zaten ilk iş benden başlayabilirsin dedim. sağolsun o da beni kırmadı ve bana uygun olduğunu düşündüğümüz bir liste hazırlamakla başladık işe tabi benim araştırmalarım bu sürede hiç bitmede tıkandığım noktalarda süpergirl gibi imdadıma yetişti dostum. sağlıklı yaşam koşumun üstünden 1 haftageçti ama şimdiden 1 kilo verdim çevremdekiler bendeki değişikliğin farkına varmaya başladılar ve bende kendimi iyi hissetmeye başladım bile.


               Bu işi sağlıklı bir şekilde çözmek isterken şunu daha iyi farkettim Türkiye de diyet yapmak zor!
       evet hemde baya zor cevre baskısı denilen unsur her geçen gün kendini hissettirmeye başladı bile üstümde. yakınlarım arkadaşlarım tabi ki benim iyiliğimi istiyorlardı ama değişmeyen tabularda yok değildi.  puaca, börek, pasta, yağlı yemekler, hamur işi olmadan yaşanmayacağını hatta hasta olacağımı kendime eziyet ettiğimi söyleyip durdular. Can boğazdan gelir,  yiyen dikilir yemeyen yıkılır gibi atasözleri ile de pekiştirme yapmayı da ihmal etmediler. bu sözlere bakıp da gardımı düşürürsem sağlıklı yaşamak da bunu öğrenmek de benim için hayal olur diye kendime söz verdim. Hırs yaptım azim içinde gelen pastaları börekleri itinayla geri çevirdim ilk iki gün biraz zorlandım alışılmışın dışına çıkmak zorlar insan nefsini her zaman sanırım nefsimi de susturmayı başardım şimdilik fenada gitmiyorum.

Sağlıklı yaşamayı öğreteceğim kendime tabi ben bunları öğrenirken sizleri de unutmayacağım J

    anlatmak istediğim bir dünya konu var.

      paylaşacak konuşacak daha çok bilgilerimiz olacak şu anda hem sağlıklı kilo vermenin çabalarında hemde öğrendiğim bilgileri sizinle paylaşmanın hazırlığındayım yazının devamı gelecek  hiç merak etmeyin sabaha işe gidecek bir muhasebe elemanı olarak huzurunuzdan şimdilik ayrılıyorum kendinize dikkat edin.

 görüşmek üzere.