28 Mayıs 2014 Çarşamba

GÜNE BÖYLE BİR YAZIYLA UYANMAK....

OLGUNLAŞMAK...
Artık eskisi gibi her hafta sonu birileri ile dışarı çıkmak istemiyorum. Beni yoran ilişkiler, yeni tanışmalar, yeni yüzler aramıyorum. Eski dostlukların da özetini çıkarmaya başladım.
İlişkilerde tasarrufa gidiyorsun her şeyde olduğu gibi ve gereksiz insanları hayatından atmak istiyorsun.
Yapmacık, inanmadan konuşmak istemiyorum artık.
Beni anlamayanlarla konuşmak cümle kirliliği yaratıyor ve hak edenlere saklıyorum enerjimi.
İstediğime istediğimi deme özgürlüğüne sahibim, eleştirme hakkını oluşturan yaşamışlık ve yeterli yaş faktörü artık bende de var.
'Ben demiştim' ,'ben bilirim', 'ben zaten anlamıştım',
Sendromunda olanlarla arkadaşlıkları bir kez daha sorguluyorsun. İlişkilerini sadeleştirmeye başlayınca sıra iyi ve kötü gün dostlarını ayıklamaya geliyor. Kötü gün dostlarını belirliyor ve onlara daha çok önem veriyorsun.
İyi gün dostu bulmak ne kadar kolaysa kötü gün dostu bulmak bir o kadar zor, biliyorum.
Dostlar ihtiyaç olduğunda göçmen kuşlar gibi sıcağa uçuyor ve sadece seninle birlikte sürüden ayrı düşenler kalıyor.
Zamanın ne kadar kıymetli olduğunu öğreniyorsun buralara kadar gelirken.
Uzun düz otobanlardan olduğu gibi, kestirme bozuk yollardan da ulaşabilirsin hedeflerine.
Kestirmeleri de öğrendim gide gele.
Boş geçen her saniye değerli artık.
Daha yapılacak çok şey var ama, kendimi çok yormaktan çok hırpalamaktan yana değilim.
Gerektiğinde 'HAYIR' demeyi öğrendim ve bu kelime başta karşındakine kırıcı gelse de senin için hayat kurtarıcı olabiliyor.
Sevgiye önem vermek gerektiğini, zamanı geldiğinde elinde sadece sevginin kalacağını biliyorum.
Sevgi paylaşıldıkça oluşuyor, olgunlaşıyor.
Aileme ve seçtiğim tüm dostlarıma daha önce göstermediğim sevgi, anlayış ve ilgiyi gösteriyorum. Biliyorsun ki gidenlerin ardında sadece iyilikler kalıyor, ne kadar sevgi dolu olduğu hatırlanıp anılıyor.
Bana çok genç olduklarını hatırlatırcasına nedense tecrübelerimi, fikirlerimi sormaya başladılar.
Vereceğim cevaplar belki çok anlamsız geliyor ama yine de dinliyorlar ama ben biliyorum ki yasamadan hiçbir şey öğrenilmiyor.
Yasamışlığın oluşturduğu bir alçak gönüllülükle gülüyorum içimden sadece.
Artık daha şık giyiniyorum, senelerle birikmiş dolaplar dolusu kıyafet var ve bunları kendimle paylaşmalıyım.
Önce kendine güzel görünmelisin, kendi zevkime göre giyinmek istiyorum, böyle hissediyorum.
Modaya uymak adına popumun sığmadığı düşük bel pantolonlara sığmıyorum diye kendimi üzme tercihini de kullanabilirim .
Ayıp, günah yada ne derler korkuları çoktan geride kaldı.
Dostlarıma, kendimize yemek yapmak hoşuma gidiyor. Mutfak eskiden bir zulüm iken şimdi zevk aldığım mekanlar arasına giriyor.
Farklı lezzetler denemek güzel ve kendi lezzetimi kendimde yaratabileceğim belli bir damak zevkim ve mutfak kültürüm oluştu.
Sonra Sezen'in şarkısındaki gibi anneni daha sık düşünüyorsun ve hatta anlıyorsun.
İşte bu yeni alışmaya başlanan ve giderek hoşa giden yeni duruma olgunluk deniyor.
Yasamışlığın, görmüşlüğün, geride kalmış üflenmiş doğum günü mumlarının bir sonucu kendiliğinden ortaya çıkıyor hayatın bir dönemecinde bu olgunluk.
Ne zaman dersen herkese göre, ne kadar dolu yasadığına göre değişiyor bu olgunluk çağına ermek.
İnanın bana hayattaki düşüşler, zor alınan virajlar bu zamanı hızlandırıyor.
Kendi dünyanın küçüklüğünü keşfetmek ve buna rağmen kendinin kıymetini bilmek çok ise yarıyor.Bir gün hepimizin bu huzurlu olgunluğu bulmasını diliyorum...
-Can Dündar
bu yazıyı sabahın ilk saatlerinde okuduğumda beni o kadar etkiledi ki sizinle paylaşmak istedim can dündar'ın bu anlamlı yazısı dilerim size de yol gösterir....

8 Mayıs 2014 Perşembe

BÜRO DA WAFFLE KEYFİ



ayyyyy vallahi şu yukarıda görmüş olduğunuz şaheserin % 80 i bana ait şekerlerim bunu ben yaptım diye övüne övüne, büyüte büyüte de anlatabilirim hiiiç çekinmem....

 üstelik bunu bir muhasebe bürosunda yaptık belki bilirsiniz muhasebe büroları insanların yoğun ve stresli çalıştıkları ortamlardır iş arkadaşlarım olarak biz bu durumu en az seviyeye indirmenin yollarını arayıp buluyoruz, hem işimize hemde hobilerimize zaman ayırıyoruz çalıştığım yerin bana çekici gelmesinin belkide en büyük nedeni budur.

 neyse sohbetimize tatlılar tatlısı patronumun muhteşem el lezzeti ve benim üstün maharetim sonucu yukarıda görmüş olduğunuz tatlı ile devam edelim, emeklerimiz sonucunda görüntüsü ile içinizi gıdıklayan wafflemız dostlarımız tarafından çok da beğeni gördü.

 Hem kolay, hem göz doldurucu, hemde lezzetli insan başka ne ister ki!

 Bu kadar övdükten sonra tarifini de vereyim şekerler sizde yapın bakalım.

KREP HAMURU
3 yumurta

1.5 su bardağı un

1 su bardağı süt

yarım bardak su

bir tutam tuz

3 çorba kaşığı sıvı yağ
  
malzemelerimizi mikserle kek gibi uzun süre karıştırıyoruz, sonra tost makinesini ısıtıp bir kepçe döküp kepçenin tersi ile yayıyoruz tost makinemızı kapatıyoruz kendini toplayıp da ızgamızdan bırakınca birazda pembeleşince pişmiş sayılır ki tavada krep yapar gibi kızarmıyor böyle olmasını beklemeyin, krep makineniz varsa daha güzel olur sonra pişirdiğimiz krepleri geniş bir tabağa alıyoruz buraya kadar her şey yolunda gittiyse bundan sonrada gider emin olun. 

İÇ MALZEMESİ
 2 adet kivi 

2 adet muz

yarım kilo çilek

1 küçük kavanoz nutella 

1 paket çikolata sosu

meyvelerimiz'den çilekleri ikiye bölün, muzları yuvarlak yuvarlak dilin, kivileri de yuvarlak yuvarlak diliniz içininde dilimleme aşamasını atlattık. 

çikolata sosumuzu paketin üstünde yazılı şekilde hazırlıyoruz, sütle yapmanızı öneririm;

hafif pembeleşmiş krepleri tek tek alıp içine nutellayı sürüyoruz, daha sonra kreplerin yarısına meyveleri diziyoruz keyfinize bağlı istediğiniz meyveleri kullanabilirsiniz biraz çikolata sosunu üstünde gezdiriyoruz meyvelerimizin sonra yarısı açık da kalan krepi üstüne kapatıp çikolata sosumuz, fındık yada ceviz ile süslüyoruz, bundan sonra nemi yapıyoruz ellerinizle hazırladığınız kalori bombasını afiyetle yiyoruz..

  Arkadaşlar vermiş olduğum bu tarif 5 kişiliktir, süper bir enerji deposudur 1 porsiyon waffle 270 kcal' dir buna rağmen her kilo veren diğer gıdalar gibi güzel olması kaçınılmaz sondur. 

Wafflemiz yerken keyif ve kcal alacak çikolatanın size sunduğu rahatlama hissini ve doping etkisi farkedeceksiniz size naçizane önerim öğlen yemeğini hafif yiyip arkasından dost sohbeti, harika bir türk kahvesi eşiliğinde waffle'in lezzetin de kaybolmanız....  

Günün geri kalanını daha iyi geçirmenizi sağlayacak benden demesi...

kendinize dikkat edin görüşmek üzere.....