28 Ağustos 2014 Perşembe

AKLIMDA KALSIN İSTEDİKLERİMDEN

Birinin kadını olmak istiyorum!

Başka hiç kimse tarafından dokunulmamak, konuşulmamak, bakılmamak hatta!

Biraz korunmak, biraz şımarmak...

Bir kaç çeşit yemek yapmak, İstiklal caddesinde sıkı sıkı elini tutmak, belki film izlemek ama mutlaka çekirdek çitlemek, bi yerlerde çay içmek, Pazar sabahı kahvaltısı etmek uzun uzun, sahilde yürüyüş yapmak gibi küçük ama zor heveslerim var!

Neden mi?
Herkesin eli tutulmaz,
herkesle film seyredilmez,
herkesle çekirdek çitlenmez,
herkesin kadını olunmaz da o yüzden!

İçinden gelmeli...
Hücrelerine kadar hissetmeli, dna"larına kadar bilmeli insan!
Düşünerek emin olunmaz, bir anda ya olunur ya olunmaz.
Bir de şu yakın geçmiş duvarları olmasa, kafa da hiç karışmaz ya, olsun! Oysa bazen tek bir söze ya da bir bakışa yıkılır bütün duvarlar...

Kek yapmayı da öğrenmek lazım aslında bi ara!

Sabahları uyandığımda “günaydın sevgilim” mesajları görmek istiyorum telefonumda. Gün içinde özlediğim birisi olsun istiyorum. Özlemek istiyorum birini. Çok özlersem dayanamayıp gidip sarılmak istiyorum. Dayanamamak istiyorum!

Çalışırken, düşünmek istiyorum sonra onu! Aklımda olduğu için gülümsemek istiyorum ara ara... Gülümsediğim için daha çok çalışmak...

Birini sevmek istiyorum; hiç kimseyi sevmediğim gibi, biri sevsin istiyorum beni, hiç sevilmediğim gibi...

Biri o kadar çok sevsin ki beni, hatalarımı da sevsin istiyorum!
O kadar çok sevsin ki; hata yapmaktan ödüm kopsun!

Kıskansın istiyorum biri beni! Sorsun istiyorum “neredesin” diye, “Hımm kim aradı bakayım” diye! Ben sormam ama, korkmasın. O sorsun!

“Biliyo musun ne oldu?” ile başlayan heyecanlı cümlelerimin sonuna kadar tahammül etsin istiyorum biri bana. Mutlaka ipe sapa gelmez bir şey olmuştur ama dinlesin sonuna kadar. Ya bi yavru kedi macerası ya da işte ona benzer bir şeyler olmuştur. Ben de her seferinde sanki bahçeyi kazmışımda hazine bulmuşum gibi heyecanla ve öneminin üzerine basa basa anlatırım ya, dinlesin işte. “Ya, evet, çok mühim bir şeyler olmuş” falan desin bi de sonunda...

Şimdi ben istesem İstiklal caddesinde birinin elini tutup gezemem mi?
İstesem benimle birlikte çekirdek çitleyip aynı anda film seyretmeyi de başarabilecek birini bulamam mı bi arasam?
Şimdi ben yalnız olmak istemesem, yalnız olur ve bunları da yazıyor olurmuydum?
Hiç sanmam!

Birinin elini tutmakla, birinin elini, sıkı sıkı tutmak arasında çok fark var!
Ya tutarsın ya da tutmazsın ya da, tutmuş gibi yaparsın işte.
Ben yapmam!
Bunu zaten bilirsin.
Kimin elini tutacağını yani.
Deneyerek bulmazsın.
Sadece bilirsin.
Bilmek!
Açıklaması yok.

Ve ben elini sıkı sıkı tutmayacağımı bildiğim hiç kimseyle İstiklal caddesine gitmeyeceğim!
Heyecanla ve özene bezene olmadıktan sonra kimseye yemek yapmayacağım!
Repliklerin bir anlamı yoksa, kimseyle film seyretmeyeceğim.
Zaten çekirdeği unutsun bile, asla olmaz!

Birinin kadını olmak istiyor canım; biraz korunmak, biraz şımarmak...

Çekirdek mutlaka olsun!

Yasemin Pulat, 2008

Kaynak : http://www.internethaber.com/birinin-kadini-olmak-istiyorum-7618y.htm#ixzz1rkI1S4Hj

19 Ağustos 2014 Salı

GÜL LOKUMU' MU ÇOK ÖZLEMİŞİM....

Bugün fark ettim ki bloğ' mu özlemişim yaşadıklarımı içime atmışım kimselere dillendirememişim oysa ilk kurduğumda dert ortağım demiştim lokumum diye severim yazdıkça keyif verir bana dinlendirir o da beni özlemiştir dedim ve klavyemin tuşlarını tıkırdatmaya başladım... :) 

Takvime baktığımda uzun zaman olmuş yazmayalı bırakmadım aslında aklımın bir köşesinde hep vardı ama hayatın bana sunduğu virajlı yolları kazasız belasız atlatmanın derdindeydim. yara almadım diyemem ama hafif sıyrıklarla atlattık sayılır şimdilik!

Kopma noktam babamın yaşadığı ani bir hastalık oldu yüksek tansiyondan dolayı beyin damarında emboli attı 2 gün yoğun bakım ünitesinde tedavi gördü daha sonra servise geçti bu süreç tüm dünyamı bir anda değiştirdi neyse ki allah onu bana bağışladı sıkıntılar bir nebzede olsa azaldı bize sadece alzheimer hastalığı kaldı zor zamanlar bizi bekliyor biliyorum aslında bu konuyla ilgi araştırmalarım hala devam ediyor edindiğim tüm bilgileri ve yaşadıklarımı özel bir yazımda paylaşmak istiyorum.

Zaman yine mucizesini gösterdi üstümdeki şoku atmak için debelenirken ilk heyecanım hayatıma girdi allah yaşadığım kötü günlerin ardından yüzümü gülümsetsin diye bana arabamı gönderdi beyaz güvercinimi, belki yıllardır hayalını kurmuşumdur buruk bir mutlulukla etrafıma gülümserken buldum kendimi şimdilerde trafiğe çıkma, aklı başında kullanma çabalarım hala devam ediyor ama ruhumun sıkıntısını öylesine dağıttı ki aynı anda ramazan ayının tatlı telaşı sarıverdi içimi ramazanın gelişiyle huzur sanki elimden tutmuştu sakinleştiriyordu sıkıntım gram gram azalıyordu. 

ama benim adım hilal hayatımdaki gariplikler dur durak bilmeden devam etti aşk diye başladığım serüvenin sonunu da tatlı bir dostlukla da bitirmeyi ihmal etmedim :) iyi geldi hani ben diplerde gezinirken kafamı kaldırıp hayata tutunmama yardım etti sağolsun farkında olmadan baya da iyi etti :))

işler yavaş yavaş yoluna girmeye başladı hayatın rutin telaşı devam ediyor işler güçler koşuşturmaca bayram ayının vermiş olduğu tatil miskinliği pek bi telaşlı akmış zaman bende aguapark kaydırağının içinde bir sağa bide sola çarparak hızla suya dalan masum tatilci gibi havuza hızlı bir atlayış yaptım yaşananların telaşı sanki bir anda kesildi zaman o gün bir kaç dakika durdu birde bakmışım ağustos ayının 10 u gelmiş gözümü açtığımda 30 umu bitirmiştim kolay mı ağzı dolusu kocaman 30 yıl geride kalmıştı yaşarken keyifli heyecanlı sevinçlerle, acılarla dol zorlu zamanlara akıp gitti ruhum bir köşesinden yolu yarıladık mı yoksa diye düşünmeden kendimi alamadım koca bir kadın olmuşum daha dün babamın gözlerine bakıp şımarıklık yaparken hangi ara böyle büyümüştüm ben bile inanamadım.... size anlatırken yine dalıp gittim yazıyı yazmak da epey zamanımı almış sivas'ın serin esen rüzgarı içimi ürpertti ağustosunda sonuna geldik son bahara selam çakıyoruz annem der hep ne yazlar gelir, ne kışlar geçer allah gönül kışı vermesin.... ne dediğini daha iyi anlar oldum şimdi..  içimdekileri epeyce dökmüşüm şimdi gitme vakti.

gönlünüz hep yaz olsun sıcacık yaz neşesiyle dolsun görüşürüz.....