19 Ağustos 2014 Salı

GÜL LOKUMU' MU ÇOK ÖZLEMİŞİM....

Bugün fark ettim ki bloğ' mu özlemişim yaşadıklarımı içime atmışım kimselere dillendirememişim oysa ilk kurduğumda dert ortağım demiştim lokumum diye severim yazdıkça keyif verir bana dinlendirir o da beni özlemiştir dedim ve klavyemin tuşlarını tıkırdatmaya başladım... :) 

Takvime baktığımda uzun zaman olmuş yazmayalı bırakmadım aslında aklımın bir köşesinde hep vardı ama hayatın bana sunduğu virajlı yolları kazasız belasız atlatmanın derdindeydim. yara almadım diyemem ama hafif sıyrıklarla atlattık sayılır şimdilik!

Kopma noktam babamın yaşadığı ani bir hastalık oldu yüksek tansiyondan dolayı beyin damarında emboli attı 2 gün yoğun bakım ünitesinde tedavi gördü daha sonra servise geçti bu süreç tüm dünyamı bir anda değiştirdi neyse ki allah onu bana bağışladı sıkıntılar bir nebzede olsa azaldı bize sadece alzheimer hastalığı kaldı zor zamanlar bizi bekliyor biliyorum aslında bu konuyla ilgi araştırmalarım hala devam ediyor edindiğim tüm bilgileri ve yaşadıklarımı özel bir yazımda paylaşmak istiyorum.

Zaman yine mucizesini gösterdi üstümdeki şoku atmak için debelenirken ilk heyecanım hayatıma girdi allah yaşadığım kötü günlerin ardından yüzümü gülümsetsin diye bana arabamı gönderdi beyaz güvercinimi, belki yıllardır hayalını kurmuşumdur buruk bir mutlulukla etrafıma gülümserken buldum kendimi şimdilerde trafiğe çıkma, aklı başında kullanma çabalarım hala devam ediyor ama ruhumun sıkıntısını öylesine dağıttı ki aynı anda ramazan ayının tatlı telaşı sarıverdi içimi ramazanın gelişiyle huzur sanki elimden tutmuştu sakinleştiriyordu sıkıntım gram gram azalıyordu. 

ama benim adım hilal hayatımdaki gariplikler dur durak bilmeden devam etti aşk diye başladığım serüvenin sonunu da tatlı bir dostlukla da bitirmeyi ihmal etmedim :) iyi geldi hani ben diplerde gezinirken kafamı kaldırıp hayata tutunmama yardım etti sağolsun farkında olmadan baya da iyi etti :))

işler yavaş yavaş yoluna girmeye başladı hayatın rutin telaşı devam ediyor işler güçler koşuşturmaca bayram ayının vermiş olduğu tatil miskinliği pek bi telaşlı akmış zaman bende aguapark kaydırağının içinde bir sağa bide sola çarparak hızla suya dalan masum tatilci gibi havuza hızlı bir atlayış yaptım yaşananların telaşı sanki bir anda kesildi zaman o gün bir kaç dakika durdu birde bakmışım ağustos ayının 10 u gelmiş gözümü açtığımda 30 umu bitirmiştim kolay mı ağzı dolusu kocaman 30 yıl geride kalmıştı yaşarken keyifli heyecanlı sevinçlerle, acılarla dol zorlu zamanlara akıp gitti ruhum bir köşesinden yolu yarıladık mı yoksa diye düşünmeden kendimi alamadım koca bir kadın olmuşum daha dün babamın gözlerine bakıp şımarıklık yaparken hangi ara böyle büyümüştüm ben bile inanamadım.... size anlatırken yine dalıp gittim yazıyı yazmak da epey zamanımı almış sivas'ın serin esen rüzgarı içimi ürpertti ağustosunda sonuna geldik son bahara selam çakıyoruz annem der hep ne yazlar gelir, ne kışlar geçer allah gönül kışı vermesin.... ne dediğini daha iyi anlar oldum şimdi..  içimdekileri epeyce dökmüşüm şimdi gitme vakti.

gönlünüz hep yaz olsun sıcacık yaz neşesiyle dolsun görüşürüz.....

 

Hiç yorum yok: